BEBEĞİM ve SU
Yeni annelerin en çok kafalarına takılan şeylerden birisidir su konusu; doğumdan sonra anne sütü tek gıdadır. ‘Çok sıcaklarda bile su vermeyelim mi?’ kafaya en çok takılan soru. Yapılan bilimsel çalışmalara göre Afrika ülkelerinde bile sadece anne sütü alan bebeklerin su ihtiyacının anne sütü ile karşılandığı görülmüş. Eğer bebeğe 6 aydan önce su verilirse bu su anne sütünün yerini alarak bebeğin daha az emmesine neden olacak, bebek anne sütünden mahrum kalmış olacak.
Su, vücudun işleyişinde hayati öneme sahiptir. Ek gıda ile birlikte su da verilmeye başlanmalıdır. Yenilen ek besinlerin miktarı arttıkça ve kıvamı katılaştıkça bebeğin sıvı ihtiyacı da artar. Tercih edilebilecek en doğal sıvı kaynağı sudur.
Bebeğin Susadığı Nasıl Anlaşılır?
Bebeklerin ihtiyaçlarını anlatma yöntemleri yaş gruplarına göre farklılık gösterir. Küçük bebekler acıktıklarında, susadıklarında veya altları kirlendiğinde sıkıntılarını ağlayarak dile getiriler.
Daha büyük bebekler ise su gördüklerinde işaret ederek veya farklı sesler çıkararak bu ihtiyaçlarını gösterebilirler.
Genel olarak bir çocuğun susuz kaldığının belirtileri şunlardır:
Susama hissi
Vücut ısısının artması
Cilt, ağız içi ve dilde kuruluk
Cilt gerginliğinde azalma
Organların kanlanmasının azalması
Kilo kaybı
Yorgunluk
İdrar çıkışında azalma
Huzursuzluk ve halsizlik
Kalp atımının ve soluk alıp vermenin hızlı olması
Bilinç değişiklikleri.
Bu belirtilerin varlığı ve şiddeti vücudun susuz kalma derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Büyüme, deri, solunum sistemi, idrar ve gaita yoluyla olan kayıpları karşılamak ve vücut ısısının düzenlenmesi için sıvı alımı gereklidir. Doğumda vücut ağırlığının %75’i sıvı olup, bu oran giderek azalarak %40’a iner. Erişkinlerde günlük sıvı değişimi %6 iken bebeklerde %25’tir
Bu nedenle bebekler sıvı alımının kısıtlanmasına daha duyarlıdırlar. Çocukların günlük sıvı gereksinimleri vücut yüzeylerine göre hesaplanır ve bu da metrekare yüzey alanı başına 1500 ml’dir.
Peki Bebeğinize vereceğiniz su nasıl olmalıdır?
Kullanılan suyun temizliği ve içerdiği elektrolit yükü önemlidir. Her koşulda suyun temiz ve mikropsuz olduğundan emin olmak gerekir. Bebeğin içeceği su, bebeklere özel üretilmiş düşük mineralli su olmalıdır. Bebekler ek gıdaya geçtikten sonra, ilk zamanlar henüz gelişmeyen böbrek fonksiyonları için düşük sodyumlu sular tercih edilmelidir. Suyun kokusu ve tadı nötr olmalıdır. İlk gelişen duyular koku ve tat alma olduğu için kullanılan su, mamanın tadını değiştirmemeli ve içme suyu olarak bebekte kötü bir tat algısı oluşturmamalıdır. Ayrıca suyun güneşte kalmamış olması da önemlidir.